26 Ocak 2014 Pazar

Avcının İntikamı- Elizabeth May| Kitap Yorumu


Kitap: Avcının İntikamı
Yazar: Elizabeth May
Tür:  Young-Adult, Science Fiction, Steampunk, Fantasy
Yayınevi: Dex
Seri: The Falconer (#1)


Edinburgh, İskoçya, 1844.
Sosyeteye henüz takdim edilmis masum ve büyüleyici bir leydiydi, ta ki annesi öldürülene kadar.
O artık bir peri avcısı.
Gündüzleri çay davetlerinde etrafa yapmacık gülücükler dağıtıyor, geceleri ise kendi yaptığı icatlarla ölüm saçıyor.
İntikam yemini etti, annesinin katilini bulacak.
Önüne hiç tahmin etmedigi bir engel çıkana dek durmayacak.(Tanıtım Bülteninden)








Şimdiden belirtmek istiyorum, bu yorum oldukça olumsuz düşünce içerir. Kitabın kapağından mı başlasam yazım hatalarından mı yoksa çeviri hatası mı yazarın beceriksizliği mi anlayamadığım betimleme eksikliklerinden mi? Neyse, hepsinin sırası gelicek.

Bu kitabı alma nedenim, internette gezinirken kitapta Barrons'a benzer bir karakter olduğunu söyleyen yorumlar okuyuşumdu. Büyük bir heyecanla hemen kitabı sipariş ettim, büyük beklentilerim yoktu ama yine de deli gibi merak ediyordum kitabı.

Okumaya başladığımda yazarın tarif ettiği hiçbir şeyi anlamadığımı belirtmek istiyorum, makinelerden bahsediyordu ama gözümde canlandıramıyordum. Moralimi bozmayıp okumaya devam ettim, ilerleyen sayfalarda bahsettiği şeyleri daha iyi anlarım diye umuyordum. Kitabı bitirdim ve hala dikişçileri-kitapta bahsi geçen bir makine- gözümde canlandırabilmiş değilim. Tabii ki bu yazarın kitabı steampunk tarzında yazmış olmasından kaynaklanıyor olabilir, bu kitapla öğrendim ki izlemesi kolay ama okuması zor bir türmüş. İşte burada kafamda bir soru işareti oluştu, çeviri mi yeterli değildi yoksa yazar gerçekten de tasvirler konusunda başarısız mıydı? Kitabı orijinal dilinde okuyan varsa beni aydınlatabilir mi?

Betimlemelerin yeterli gelmemesine rağmen kitabı içimdeki merak duygusu sayesinde yarıladım. Kiaran'ın daha çok görüldüğü sahnelerde kitabı okumam hızlandı ve böylece kitabı bitirmiş oldum. Sonu merak edici bitti, kitap ülkemizde yayınlandığında alıp almama konusunda karar vereceğim. Ama belirtmek istiyorum ki yazarımız hâlâ ikinci kitabı yazıyor. Neyse ki Dex okuyucuyu bekletmeyi seven bir yayınevi değil, eminim kitap orijinal dilinde yayınlandıktan kısa bir süre sonra ikinci kitap bizlerle buluşur.



Hazır Dex demişken, o kapak ne öyle? Kitap elime geldiğinde acaba korsan olabilir mi diye durup düşündüm. Tamam orijinal kapakların maliyeti yüksek, anlıyorum. Ama böyle de kalitesiz kapaklar çıkarmak okuyucuya haksızlık değil mi? Orijinal edisyonlarında gözüm kaldı yemin ediyorum. Ne kadar güzel görünüyorlar.

Bunca şikayetime rağmen Kiaran sayesinde kitabı sevdim sayılır. Ne yazık ki alın diye çıldırmıyorum. Karar size ait.

3/5

2 yorum:

  1. Geçen gün kitabı okudum diyince yorumunu çok merak etmiştim. Bende senin gibi yazarın tasvirlerinden bi şey anlamadım. Çeviriden değil yazardan kaynaklı olduğunu düşünüyorum. Çok çabuk son sayfalardaki savaşı yazmak istiyormuş da sabırsızlanıyormuş gibi alalacele yazılmış. Çünkü en iyi tasvirler savaş sahnesindeydi.

    Ayrıca kapak gerçekten berbat. Elini atıp iki shop bile yapamamışlar. Yeşil Süvari kitabının kapağını olduğu gibi kopyalamışlar resmen. Belki sadece biraz kızıl saç eklemiş olabilirler. Ufak bir ayrıntı ama yine de güzel değil işte! :(

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aslında kitabın yorumunu yapıp yapmamak arasında çok kalmıştım, beğenmediğim kitapları yazarken birilerine haksızlık yapıyormuş gibi hissediyorum. Ama kesinlikle katılıyorum sana, sokaktan birisini çevirsek birazcık shop bilgisiyle belki daha güzel şeyler ortaya çıkardı.

      Ve son cümlen resmen benim tüm yazdıklarımın özeti; '' Ufak bir ayrıntı ama yine de güzel değil işte! :( ''

      Sil

Bunlar da ilginizi çekebilir;

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...