17 Haziran 2013 Pazartesi

Kanbağı-Richelle Mead / Kitap Yorumu

Herkese merhaba! Aslında dün yazmam gerekiyordu bu yorumu. Ama Twitter'ı kullananlar bilirler dün yine bir çok olay oldu ve onları takip etmekten buraya gelip yorum yazmak aklımın ucundan bile geçmedi. Yeniden olaylar biraz durulana kadar bir şeyler yazamayabilirim. Şimdi bilgilendirme bölümünü geçtikten sonra yorumumuza gelelim.


İçinde Adrian Ivashkov geçen bir kitap, gerisini siz düşünün. Vampir Akademisi serisi okuyanlar bilirler Adrian hayatımıza Buz Öpücük kitabıyla hızlı ve dumanlı bir giriş yapmıştı. Onu ilk okuduğum sayfadan itibaren yeni aşkım ilan etmiş Dimitri'yi elimin tersiyle bir kenara itmiştim. Bu açıklamayı yapma nedenim bir çoğunuzun bildiği üzere Kanbağı Vampir Akademisi serisinin yan serisi. Vampir Akademisi serisinden aşina olduğumuz karakterler üzerinden gidiyor kitabımız. Kısaca konusunua değinirsek;
Lissa'nın kraliçe olmasından hoşnut olmayan bir grup moroinin onu tahttan indirmeye çalışmasının ardından yaşanan olayları konu alıyor kitabımız. Bu güzel kitapta Abe Mazur, Jill, Eddie, Sydney gibi aşina olduğumuz karakterler var. Devamını öğrenmek için hemen gidip kitabı alın.
Eh en sıkıcı bölümü geçtiğimize göre, kitapta neler oluyor neler! Ben bu kitaba bayıldım. Richelle sen nasıl bir yazarsın böyle? Vampir Akademisi serisini bitirdikten sonra elim bu seriye gitmemişti. Eski tadı alamam sanıyordum. Şu an neden daha önce okumadım diye hayıflanıyorum! Alıp almamakta benim gibi kararsız kalan herkese tavsiye ederim. 



Bildiğiniz üzere Rose, Adiran'ın kalbini paramparça edip Dimitri'ye gitmişti. İşte yazarımız kalbi kırık Adrian ve Sydney'in birbirine güvenme sürecini eğlenceli bir dille anlatıyor. Ya da ben kitabı Adrian odaklı okuduğum için öyle algıladım. Bilmiyorum. Kitap benim için hep güllük gülüstanlık mıydı? Hayır. Keith ve Laurell'i öldürmek istedim. Aslında Keith'e önce işkence edip öyle öldürmek istedim. Keith'in yakalanması kitaptan en çok zevk aldığım kısımdı. Konusu bakımından ilk göz ağrım olan Vampir Akademisi serisini bile geçti benim için. Konusu daha orijinal geldi bana. Çetin ceviz Rose'dan sonra Sydney biraz pısırık kalsada gözümde. Adrian için bile okunur bu kitap. Son olarak kitabın sonuna bayıldığımı söylüyor ve kaçıyorum. Keyifli okumalar!



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bunlar da ilginizi çekebilir;

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...