14 Nisan 2014 Pazartesi

Mekanik Prens- Cassandra Clare | Kitap Yorumu


Kitap: Mekanik Prens
Yazar: Cassandra Clare
Tür:  Young Adult- Fantasy
Yayınevi: Artemis Yayınları
Seri: Cehennem Makineleri (#2)
Goodreads Puanı: 4.48

Londra Enstitüsü’ndeki dengeler hiç bu kadar hassas olmamıştı. Konsey, Charlotte’ın gücünü elinden almak ve bu gücü, ahlak değerlerinden yoksun, gözünü iktidar hırsı bürümüş Benedict Lightwood’a vermek istiyordu.
Will, Jem ve Tessa, Enstitü’yü ve Charlotte’ı kurtarma umuduyla Mortmain’in geçmişiyle ilgili sırları araştırmaya karar verdi. Ancak tek keşfettikleri düşmanın amacı değildi. Aynı zamanda Tessa’yla ilgili huzursuz edici Gölge Avcısı bağlantısını da öğrendiler. Zaten Will ve Jem’in ilgisi arasında kalan Tessa, kendisinin bizzat bir “canavar”a dönüşmesine Gölge Avcıları’nın yardım ettiğini öğrenince başka bir seçimle daha yüz yüze gelecekti.






 
Mekanik Prens kitaplığımda uzunca bir süre bekledikten sonra okundu ve bitti. Bu kadar geç kaldığım için
hem mutsuzum hem de mutlu. Serinin bir kitap sonra bitecek olmasından dolayı mutsuzum, böyle bir kitabı okuduğum için de son derece mutluyum. Bir yanım Jem diye ağlıyor diğer bir yanım ise Will diye ağıt yakıyor.
Bu kitabın beni dengesiz yaptığından bahsetmeme gerek yok sanırım? Evet, gayet ortada.

İlk kitabın sonunda hatırladığınız üzere Mortmain ve Nate kaçmıştı, Will'i ise perişan bir halde bırakmıştık. İkinci kitap gölge avcılarının konseyinde başlıyor, Charlotte ve diğerleri ifade vermek üzere konseyde buluşuyorlar ve Lightwood  Charlotte'un elinden enstitüyü almak için ona meydan okuyor. Konsül de Mortmain'i bulmak ve planlarını engelleyebilmek için Charlotte'a 2 hafta süre veriyor. Eğer başarısız olurlarsa enstitüyü kaybedecekler.

Kitabın konusundan kısaca bahsettikten sonra gelelim duygu ve düşüncelerime. Bu kitap beni resmen delirtti, böyle bir şey olamaz ya. Bana göre Cassandra Clare'in yazdığı en iyi kitap buydu. O kadar akıcı ve heyecanlıydı ki kitabın sonuna geldiğimde tek bir alıntı bile işaretlemediğimi gördüm. Serinin birinci kitabını okurken -Mekanik Melek- , bu seriye haksızlık yaptığımı ve yeteri kadar değer vermediğimi hissetmiştim. Mekanik Prensten sonra bu duygum iyice güçlendi, kitabı kitaplığımda beklettiğim her gün için kendime sövdüm. Nasıl okumayıp, görmezlikten gelmişim bu kitabı? İnanın, bilmiyorum. Neyse, geç oldu ama güç olmadı.

Yazarın bize ilk kitapta hissettirdiği aşk üçgeni, bu kitapla daha da alevlenmişti. Bu konuda çoğu kişinin aksine ben Tessa'ya kızgın filan değilim. Tüm kitap boyunca Jem diye çıldırırken kitabın sonunda Will diye ağlamaya başladım. Sanırım Tess'i gayet iyi anlıyorum. Tabi bu durum benim kahrolmama engel değil, Cassandra yine bizi perişan eden bir kitap yazmış. Teşekkürler.

Çok fazla spoiler vermeden yorumumu bitirmek istiyorum. Ben bu seriyi hâlâ okumayanlara kesinlikle öneriyorum. Ayrıca ilk kitabı okuyup umduklarının bulamayanlar da bir şans daha verebilir. Kitabın kapağına bakmayın siz, Artemis bu! Ne bekliyoruz ki? Ama yine de bizlerle bu seriyi buluşturduğu için teşekkür edip gidiyorum. Keyifli okumalar!

Puan: 5/5

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bunlar da ilginizi çekebilir;

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...